Uykunun pek çok sağlık uzmanı tarafından “iyi, dinlendirici, vakitli, kaliteli” olarak yapılması gerekliliğiyle önerildiği bir dönemde yaşıyoruz. Çünkü uyumamamız, kaliteli ve doyurucu bir uyku uyumamamıza sebep olacak her şey etrafımızı sarmış durumda. Parlak ekranlı telefonlarımız, hangi odaya gidersek gidelim orada bizi bekleyen televizyonlar, komşulardan gelen gürültü, her yerde yanan lambalar, gece lambaları, çalan alarmlar…vs. Bitmiyor, bitecek gibi de değil ama biyolojik olarak bizim için uygun da değil.
İyi bir uyku çekmenin güzelliğini özellikle grip, diş ağrısı, böbrek taşı gibi sorunlardan sonra yaşıyoruz ancak bunu devam ettirmiyoruz. Aynı şekilde iyi bir uyku çekmemenin cezasını da günlük hayatımızda iyi ihtimalle hafif şekilde agresyon, unutkanlık, yorgunluk gibi belirtilerle yaşıyoruz. Daha fazlası için uykusuzluğumuzu damlata damlata göl yapıyorken…
Uyku hakkında hızlıca bilgi edinelim:
Uyku Nedir?
Fiziksel işlevselliğin geçici olarak askıya alındığı bir dönemdir. Geçmiş bilgilerde yaşamla ölüm arasında bir durum olduğu düşünülürken bugün uykunun ölümle bir alakası olmadığını biliyoruz. Uyku, eski zamanlardan bu yana dinler ve din adamları, bilim adamları, düşünürler ve hatta sanatçılar tarafından ilgi duyulan bir durum olmuştur. Bu ilgi bugün halen devam etmektedir ve özellikle bilim insanları halen uyku ve uyuyan canlılar ile ilgili derin araştırmalar yapmaktadırlar.
Uyku sırasında çalışmadığı düşünülen beyin, elektroensefalografi teknolojisi ile yapılan ölçümlerde uyurken de aktif olduğu ancak uyanıklıktan farklı olarak çalıştığı belirlenmiştir. Bu ölçüm teknikleriyle uykunun evreleri de olduğu, bu evrelerde zihinsel aktivitenin farklılıkları ortaya koyulmuştur.
Neden Uyuruz?
“Sirkadyen ritim” adı verilen, 24 saatte bir döngüsünü tamamlayan ve gündüz-gece sürelerini içeren sisteme göre canlılar hayatlarını sürdürür. Bitkilerin oksijen-karbondioksit işlemelerinden, gece veya gündüz aktif hayvanların aktif saatlerinin belirlenmesi sirkadyen ritm içerisinde döner. Her canlının sirkadyen ritm içerisinde kendi türüne özgü bir döngüsü vardır: Genel olarak küçük hayvanlar daha kısa uyur, büyük hayvanlar daha uzun uyur. Bu uyku sikluslarının enerji ihtiyacına göre şekillendiği düşünülmektedir.
Nasıl Uyuruz?
Sirkadyen ritm döngüsü insanlarda, gün ışığına bağlı olarak şekillenir. Retinaya düşen ışık miktarının azalması ve karanlığa geçişle melatonin salgısı yükselir. Artan melatonin uyku modunu aktive eder. Tam tersi olarak da ortamda artan ışık, melatonin salgısını azaltma yönünde etki eder ve kişinin uyanıklık durumuna geçmesini sağlar.
Memelilerde uyku 2 faz çeşidiyle sınıflandırılmaktadır: 1- Yalnızca primatlarda olan monofazik uyku, 2-Polifazik uyku (Farede 6 dakika, filde 2 saat). Yani bu canlılar sirkadyen ritm içerisinde tek ya da çok uyku dönemi geçirirler. Primatların monofazik olması, 24 saat içerisinde bir defalık uzun bir uyku dönemi geçirerek ihtiyaçlarını giderdiklerini anlatmaktadır. Oysa polifazik uyku yapan fareler 24 saat içerisinde defalarca ortalama 6 dakikalık uyku dönemleri geçirmektedir.
En uzun uyku süresi et yiyen memelilerde gözlemlenmektedir. En kısa süre ise otobur hayvanlarda olup, İnsan gibi karma beslenen canlılar her ikisinin arasında bir süre uyumaktadır.
Uyku Hali:
Uyuyan kişinin davranışsal değişiklikleri olur: Hareketler azalır, gözler kapanır, türe uygun uyku postürüne geçer (insanda yatış pozisyonu)
Elektronörofizyolojik olarak uyku EEG, EOG, EMG ölçüm değerlendirmesi ile belirlenir. Yani beyin dalgaları, göz hareketleri ve kasların durumuna göre kişinin uyku hali saptanır.
Uykunun iki temel dönemi vardır:
1- Nonrem Uyku (Alt dönemler: N1= Uyanıklıktan uykuya geçiş dönemi, N2= Uyku nöronlarının aktif olduğu dönemdir ve bu dönem uyku süresinin yarısını kapsar, Yavaş dalga uykusu=Santral sinir sisteminin yapılandığı, dış uyaranlara kapalı olunan, santral sinir sisteminin aktif olduğu ve bir çeşit “vücuttan çöplerin temizlendiği” dönemdir),
2- Rem Uykusu: Nonrem uyku süre içerisinde döngüsel olarak oluşan bir uyku dönemidir. Rem uykusunun bellek üzerinde etkisi vardır ve insanda gereksiz bilgilerin zihinden atıldığı bir dönemdir. Beyin bu dönemde uyanıklık kadar enerji tüketir. Bu dönemin dışarıdan gözlemlenebilen belirteci hızlı göz hareketleridir. Uyku hali, bu iki dönem içerisinde döner durur.
İşin bir de melatoninle başlayan hormonel boyutları var ama o başka yazının konusu.